11 Aralık 2018 Salı

"OLUMLU DÜŞÜNME VE MUTLULUK" ELEŞTİRİSİ

Merhaba sevgili okurlar uzun süredir yoğun işlerimden ve stres yükümden ötürü makale yayınlayamadım. Şimdi klavyenin başında olmanın mutluluğu ile gönder gelsin! Diyorum kendime...

Evet, uzuuuun bir süredir kafayı takmış olduğum, bir sürü bir sürü kitaplarını satın aldığım, her gördüğüm spiritüel danışmanını takip ettiğim bir konu var: "Olumlu Düşünme" ...

Doğruluğuna, faydalarına, geçerliliğine inanıyorum ve ispatlanmış faydaları için saygı ile eğiliyorum. Spiritüel danışmanlarına da ayrıca über saygılıyım zira bendeniz de pek ilgilenirim dini meseleler ile...

Lakin son zamanlarda aklımı kurcalayan bir mesele var. Dün akşam artık o kadar canım acımış ki; Google amcaya şunu sorarken buldum kendimi: " Olumlu Düşünme Saçmalığı" , " Olumlu Düşünme Zırvalığı" ... Ve sonuç beni hayretlere düşürdü. Hayal kırıklıklarının zirvesindeyken, haklı çıkmış olmanın verdiği gururun hissini anlatamam... Çünkü aksi fikir için o kadar kitap falan okumuşum ...

Neyse... Kaynaklarını saldırı ya da karşı taraf oluşturmaması adına buradan vermeyeceğim. Ayrıca merak edenler yukarıda amcaya sorduğum soruları tekrar sorarak bulabilirler. Bu düşünce kültürünün ya da bu egzersizlerin verdiği zararlardan bahsediyordu... İnanabiliyor musunuz? Zararları diyor! E bu başlıkları gördükçe okumaya devam ettim. Mesela sitelerden birinde "Amerikanın pompaladığı Olumlu Düşünme Yalanı" diyordu. Aman Allahım!!! Sonra bir başka site "Savaşın içinde doğmuş bir çocuğa düşüncenle hayatını değiştirebilirsin. Hayat senin seçimlerinden ibarettir" telkinlerini eleştiriyordu. Beni en ama en etkileyen kısım ise bunlardan başka bir sitede geçen şu cümlelerdi: "Hayır! Kötü düşünce yok, pozitif olacağım" diye kedimizi ölümüne kasarak, stres biriktiriyoruz" .... Çat çat çat diye ampüller yandı beynimde. Stresli yüzüm birden rahatladı. Üstüne bu stresi yaşayacağınıza; " Ağlamak, eşyaları kırıp dökmek, ve bağırmak bile kendimizi baskılamaktan daha faydalı" cümlesi şaşırttı da şaşırttı... Anlayamadım. Büyük ikilemlerde kaldım. Başka bir cümle: " Rahatlamak için yaptığımız meditasyonda bile aslında kendimizi kasıyoruz. Kötü düşünceleri daha da derine bastırıyoruz. Deliriyoruz! Diyor. Çok hak verdim... Çünkü benden bahsediyordu.Emindim... Ve de üzgün...

Şimdi bu yazıların üzerine şunları eklemek istiyorum: İnanca, imana,kader algısına vs benzer konulara inanan bir insan olarak; tüm adımları uygulayan ve tüm telkinleri yapan, tavsiyelere uyan biriyim. Ve zaman zaman ki bu zamanlar kısacık kısacık anlar, fayda aldığımı söyleyebilirim. Ama bu fayda; sıkıntıların farkında olarak geçici bir uyuşma hissiydi. Birkaç saat mutluymuş gibi yapan, sahte tebessümler sergileyen ve "olumlu düşünüyorsun, mutlu olmalısın. Gülsene! Kötü enerjiyi çekme!" gibi sözlerle içten içe kendine gıcık olan bir sahtekar davranışıydı.

Şimdi bu yazıyı okumalarını dilediğim ilgililere soruyorum: Haksız mıyız a erenler??? Haksız isek neden, haklıysak niçin bu eziyet???

Katılan  katılmayan okuyuculara selam eder bir lahza anlaşılmayı ve çözüm bulmayı umarım...

Zira bu konu benim için önemli. Ruhumuzdan başka neyimiz var ki?

Sevgi ve saygılarımla

İbrahim Akgün

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder